“RAHATSIZ kelimesi yanlış oldu” diye yazınca...
“Senin dönüşünün hızına dünya bile yetişemezmiş” diye saldırmaya başladı bazı tipler.
Sanki ben “Rahatsız kelimesi mükemmel oldu” derken anında tornistan edip “Rahatsız kelimesi yanlış oldu” demeye başlamışım gibi...
Günlerdir hep aynı şeyi söylüyorum.
Diyorum ki:
“Karargâh rahatsız” cümlesi, “Karargâh kendisine yöneltilen eleştirilerden rahatsız” anlamında kullanılmıştır.
Buradan “Karargâh hükümetten ya da Cumhurbaşkanı’ndan rahatsız” anlamı çıkmaz, çıkamaz.
Fakat yine de o cümlenin böyle anlaşılabileceği düşünülmeliydi.
Bu açıdan yanlış olmuştur.
Söylediğim, söylemeye devam ettiğim ve söyleyeceğim şey budur.
Nerede dönüş? Nerede dönüşün hızı? Nerede dünyanın dönüşü?
'KARARGÂH RAHATSIZ'DAN MAĞDURİYET ÇIKAR MI?
ÇIKMAZ çünkü...
Aklı başında herkes haberin kaynağı olan Hulusi Paşa’nın devletten ve hükümetten en küçük bir rahatsızlığı olmadığını biliyor.
Çıkmaz çünkü...
Aklı başında herkes haberde sözü edilen rahatsızlığın, hükümetten değil ulusalcı çevrelerin eleştirilerinden kaynaklandığını biliyor.
Çıkmaz çünkü...
Aklı başında herkes habere gösterilen tepkilerin orantısız, abartılı ve kısmen maksatlı olduğunu biliyor.
BU İŞ ARTIK KURT İLE KUZU HİKÂYESİNE DÖNDÜ
LATİF Demirci’nin “Türk Silahlı Kuvvetleri’ni rahat bırakın” konulu bir karikatürü yayınlandı dün Hürriyet’te.
Benim dönüşümün hızına dünya bile yetişemezmiş
Kime diyor bunu?
Hürriyet'e diyor, muhalefete diyor, siyasilere diyor... Kısacası hepimize diyor.
Bunu da dillerine doladılar.
Bin türlü akıl almaz çıkarımla.
Bu iş artık gitgide “kurt” ile “kuzu”nun hikâyesine dönüşmeye başladı.
O kadar ki...
“Suyumu bulandırıyorsun” demeye bile tenezzül etmiyorlar.
ŞEVKİ YILMAZ'A CEVAP: İSLAM'IN HİZMETKÂRIYIM
ŞEVKİ Yılmaz Hoca şöyle demiş:
“Ahmet Hakan eskiden İslam’ın hizmetkârıydı. Biz onun yeniden İslam’ın hizmetkârı olmasını istiyoruz.”
Benim dönüşümün hızına dünya bile yetişemezmişŞevki Yılmaz Hoca!
Sen hiç merak etme.
Ben yine İslam’ın hizmetkârıyım.
Ben eskiden...
Güçsüzün, zayıfın, haksızlığa maruz kalanın, mağdurun, ezilenin, sesi duyulmayanın, stüdyolarda sıkıştırılanın, adalet isteyenin, sesi kesilenin, ha babam dövülenin, hakkında abartılı kampanyalar yapılanın, linç edilenin, vuruldukça vurulanın...
Yanında durarak...
İslam’ın hizmetkârıydım.
Bugün de...
Güçsüzün, zayıfın, haksızlığa maruz kalanın, mağdurun, ezilenin, sesi duyulmayanın, stüdyolarda sıkıştırılanın, adalet isteyenin, sesi kesilenin, ha babam dövülenin, hakkında abartılı kampanyalar yapılanın, linç edilenin, vuruldukça vurulanın...
Yanında olmaya çalışarak...
İslam’ın hizmetkârıyım.
Şevki Yılmaz Hoca!
Asıl ben senin yeniden İslam’ın hizmetkârı olmanı diliyorum.
GARSON YÜREK GETİRDİ
GEÇEN gün bir et lokantasında ailecek yemek yiyoruz.
Yemeğin tam ortasında garson, “şeften ikram” diyerek kavrulmuş dört adet yüreği tabağıma koydu ve anında uzaklaştı.
Tabii bütün aile benimle buldu kafayı...
“Ha ha ha! Yürek yemeye ihtiyacın olduğunu nasıl da biliyorlar” falan diyerek.
Peki yürek yedim mi, yemedim mi?
Cevap veriyorum:
Elimi bile sürmedim.
'KILIÇ ARTIĞI' NE DEMEK?
DEVLET Bahçeli, bizim Abdülkadir Selvi için “kılıç artığı” demiş.
Kılıç artığı ne demektir?