ABDULLAH Gül’ün başkanlık sistemiyle ilgili olarak 2015 yılında
yaptığı açıklamayı noktasına, virgülüne dokunmadan aynen
yayınlıyorum.
*
Dediği şu:
“Türk tipi başkanlık sistemi olmaması gerekir. Eğer bir başkanlık
sistemi olacaksa ABD’de olduğu gibi gerçekten kuvvetler ayrılığının
açık, seçik, sarih bir şekilde yazıldığı, her şeyin çok iyi tarif
edildiği, gelişmiş demokrasilerdeki hukukun üstünlüğüne dayalı
olursa şüphesiz o da demokratik bir sistemdir.”
*
- Yaşasaydı Atatürk evet mi derdi, hayır mı derdi?
- Yaşasaydı Özal bu sisteme “Tamam” der miydi?
- Yaşasaydı Erbakan bu sisteme razı olur muydu?
- Yaşasaydı Demirel’in yaklaşımı ne olurdu?
- Yaşasaydı Türkeş evetçi mi, hayırcı mı olurdu?
Falan diyoruz ya...
*
“Yaşasaydı...” geyiğini bir tarafa bırakalım.
Bakın, işte karşımızda yaşayan biri var:
Abdullah Gül.
*
Açıklamasını okudunuz.
Şimdi bana söyleyin lütfen:
Abdullah Gül “evet” mi verecek, “hayır” mı verecek?
Bir bilmecem var çocuklar: Abdullah Gül’ün oyu nedir
BEN BU TELEFONU ÖZLEDİM
- ÖZLEDİM raylı sisteminden şrak diye kaydırmasını...
*
- Özledim ele avuca gelen o muhteşem ergonomik vasıflarını...
*
- Özledim taşa çalsan da bana mısın dememesini...
*
- Özledim Matrix’teymişsin gibi hissettirmesini...
*
Gerçekten çok özledim.
Elinde bu telefondan olan varsa ve kazıklamayacaksa almaya
hazırım.
YARGININ KARARIYMIŞ, SAYGI DUYMALIYMIŞIZ
“JET Fadıl niye serbest, Ahmet Şık niye tutuklu?” diye
sorduğumuzda...
“Yargının kararı, saygı duy” cevabını veriyorlar bize.
*
İyi de Halkbank Genel Müdür Yardımcısı da bir yargı kararıyla
tutuklandı, sen niye yargının bu kararına saygı duymuyorsun ki?
ÖNGÖRÜLERİM
- HER an Trump’la papaz olabiliriz.
*
- Her an Barzani ile külahları değişebiliriz.