- BİR: Yenilince bırak ortadan kaybolmayı, kalabalığı yara yara ortaya çıkabilme cesareti göstermek.
*
- İKİ: Taraftarların tüm sitemlerine... “Ne deseniz haklısınız... Ne deseniz az bile...” diye karşılık vermek.
*
- ÜÇ: Suçu hakeme, sahaya falan atmadan, yani hiçbir bahaneye sığınmaya tenezzül etmeden yenilgiyi adam gibi kabul etmek.
*
- DÖRT: Taraftarların en öfkeli, en kızgın, en umutsuz oldukları anda aralarına girmekte sakınca görmemek.
*
- BEŞ: İkinci, üçüncü, dördüncü adamlarla taraftarı oyalamayı değil birinci adamla yenilgiyi göğüslemeyi tercih etmek.
*
- ALTI: En feci mağlubiyet anında bile taraftarla aradaki duygusal bağı koparmamak için çabalamak.
*
- YEDİ: Hiçbir durumda taraftarın kendisini hem anadan öksüz, hem babadan yetim hissetmemesini sağlamak.
NE YAPTINIZ AZİZ BEY!
İZMİR Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, önümüzdeki seçimde aday olmayacağını açıkladı.
*
Eyvah!
Eyvah eyvah!
*
Ne yaptınız Aziz Bey!
Sayenizde CHP yönetiminin yepyeni bir oyuncağı daha oldu!
Şimdi günlerce oturup tartışırlar zevkli zevkli...
“Onu mu aday yapalım, yoksa bunu mu?” falan diye...
Garantili yer olduğu için de...
En az 38 aday adayı çıkar.
*
Aziz Bey! Aziz Bey!
Öyle bir şeker verdiniz ki CHP yönetimine, yiye yiye bitiremezler bu şekeri!
HATAY PAYAS’TA VAR BİR TEKNOLOJİK BAŞKAN
HATAY’ın Payas Belediye Başkanı Bekir Altan...
Belediye imkânlarıyla STEM adını verdiği “bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik merkezi” kurdu. Bu merkezde öğrencilere gayet ciddi eğitimler veriliyor. Hatta o kadar ki burada yetişen öğrenciler, Los Angeles’ta düzenlenen FRC adlı robotik yarışmada 11 ödülün 2’sini aldılar. Yine bu merkez, 2017’de Google tarafından Türkiye’de desteklenen iki kurumdan biri oldu.
*
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’a öneriyorum:
Bu merkezi inceleyip tüm belediyelere örnek olmasını sağlamak mümkün olamaz mı?
Bilimde, teknolojide, matematikte ülkemizin geleceği malum...
EHLİNE HELAL NAEHLE HARAM
ALEVİLERİN yaptığı yemek “Ehline helaldir, naehle haram / Biz yeriz bize yoktur vebali”.
Olsa da şöyle afiyetle yesek yani...
İKİ SAÇMALIK
- BİRİNCİ SAÇMALIK: Pervin Buldan’ın “Ekonomik krizin esas nedeni Öcalan’a uygulanan tecrittir” şeklindeki açıklaması...
*
- İKİNCİ SAÇMALIK: İdam isteyen kitle ile af isteyen kitlenin bir hayli iç içe geçmiş olması...
HAY ATATÜRKÇÜLER KADAR TAŞ DÜŞSÜN
OYUNCU Lale Mansur, Sabah gazetesine verdiği röportajda Atatürkçülere vermiş veriştirmiş.
*
Yok, Atatürkçüler dindarları aşağılamışmış...
Yok, Atatürkçüler aslında tutucuymuş...
Yok, Atatürkçüler hata üstüne hata yapmışlarmışmış...
*
Yetti artık yahu şu ‘Yetmez ama evet’çilerin bıktırıp usandıran Atatürkçüler eleştirisi...
O kadar yetti ki...
İnsan “Hay başınıza Atatürkçüler kadar taş düşsün” demek dışında tek bir ciddi cümle kurmak istemiyor.
ŞİMDİ BUNLAR ÇOK TREND
- Özel uçağı satıp tarifeli seferleri kullanmak... (Bakınız: Murat Ülker).
*
- Memlekette doğru dürüst muhalefet olmayınca iktidarın kendi içinden mırın kırın edenlerin çıkması... (Bakınız: İktidara yakın medyada çıkan “Neler oluyor bize” yazıları).
SEZGİN BARAN KORKMAZ’LA İLGİLİ İKİ ÖNEMLİ SONUÇ
- BİR: ABD maliyesinin dolandırılmasıyla ilgili davanın iddianamesinin tam metnini baştan sona inceledim. İddianamenin hiçbir bölümünde Sezgin Baran Korkmaz’ın adı, SBK Holding geçmiyor. İddianamede ABD’de işlenen suç ile SBK ve Sezgin Baran Korkmaz arasında en küçük bir bağ kurulmamış.
*
- İKİ: BDDK verilerine bakarak elde ettiğim sonuç ise şu: ABD’de suçlanan kişilerin Türkiye’de kurdukları şirketlere aktardıkları tüm sermaye, ABD yetkili makamlarının onaylarından geçmiş.
*
Madem kimseye garezimiz, kinimiz yok. Madem hakkaniyeti elden bırakmamaya özen gösteriyoruz.
O halde bu iki noktayı belirtmek boynumun borcu...