ABD’de Roger Stone diye bir adam var.
Başkan adaylarına seçim kazandıran adam.
Nixon’la çalışmış, Reagan’la çalışmış, hatta en son Trump’la bile çalışmış.
Roger Stone, ilkesiz iblisin teki.
Rakiplere belden aşağı saldırma konusunda uzman. Yalan haberleri yayma konusunda kimse eline su dökemiyor. Utanma, arlanma diye bir şey yok adamda. “Kazanmak için her şey mubah” ilkesizliğinin yürüyen nişanesi.
Bir dizi kuralı var alçak Roger Stone’un.
En birincisi şu:
“Şöhret sahibi olmamaktansa, kötü şöhretli olmak tercih edilir.”
Denk geldiniz mi bilmiyorum.
Cin çıkaracağım diye ekrana çıkmış bir kadın peyda oldu.
Ekranda “Donaaatttt” falan diye belertilmiş gözlerle cin çıkarma seansı yapıyordu.
İzlerken başkası adına utanmak duygusuna öyle bir kapılıyordunuz ki...
Sonuna kadar izlemeniz mümkün olamıyordu.
Hah!
İşte bu cinci kadın...
Kendisiyle ilgili tüm kafa bulmalardan sonra, tüm aşağılamalardan sonra, tüm dalga geçmelerden sonra, tüm yadırgamalardan sonra...
Yeniden seyirci karşısına geçip aşırı özgüvenli bir gülümseme eşliğinde şu açıklamayı yaptı:
“Çok memnunum. Adımı herkes duydu. Reklamın iyisi kötü olmaz. Benden söz edenlere teşekkür ederim.”
“Şöhret sahibi olmamaktansa, kötü şöhretli olmak tercih edilir” diyen ilkesiz iblis Roger Stone, bu cinci hanımı yanına asistan olarak almalı.
ŞÖHRETİN DÖRT AŞAMASI
MADEM söz Roger Stone’dan açıldı, oradan devam edelim:
Roger Stone, ilkesiz bir iblis ama tabii ki çok zeki bir adam.