TİBET'in sürgündeki ruhani lideri Dalai Lama, şöyle buyurmuş:
“IŞİD’le diyalog kurmak, dinlemek, anlamak, saygı duymak
lazım.”
*
Adamdaki iyi niyetin ulaşabildiği son noktaya bakar mısınız lütfen?
*
Bazı arkadaşlar, benim “Başkanlık Sistemi’ne evet” yazılarımın da Dalai Lama türü bir iyi niyet ve saflık içerdiğini söylüyorlar.
Dedikleri şu:
“Parlamenter sistem içinde bile tek adam olabilen biri, başkanlık sistemi içinde ne yapar, ne eder? Hiç düşündün mü a be Dalai Lama?”
*
Aleyhimde de olsa...
Şık bir espri...
Aldım, kabul ettim.
Dış politikada ille de tek ses mi çıkmalı?
“DIŞ politika” söz konusu olduğunda neden hepimiz birlik içinde
olacakmışız ki?
*
Söz konusu “dış politika” olunca...
Ülkeyi yönetenlerin attığı adımlara kayıtsız şartsız teslim mi olacağız? Aldıkları kararlara selam mı duracağız? Eleştirdiğimizde “Moskof uşağı” falan mı ilan edileceğiz?
*
Madem öyle... O zaman biz vakti zamanında “Çekiç Güç”e karşı neden destansı bir mücadele verdik ki? Neden “Ülkemizi yönetenler karar vermişler, Çekiç Güç’e destek olmuşlar, bize de bunun yanında olmak düşer” falan demedik ki?
*
Madem öyle... O zaman biz vakti zamanında Kardak Krizi’ni neden küçümsedik, yapılan hamaseti neden beğenmedik ve “iki kayalık için bu ne tantana” falan dedik ki?