BİR röportajında okumuştum. Selahattin Demirtaş, üniversite yıllarında türkülere çok meraklıymış.
Repertuvarında üç bin türkü varmış.
Hatta bir gün şöyle bir rekor kırmış: Tam 6 saat hiç durmadan saz
çalıp türkü söylemiş. Sözlerini şaşırmadan.
*
Bu röportajı okuduktan sonra karar verdim:
Tarafsız Bölge'ye konuk olduğunda Demirtaş'tan türkü söylemesini
isteyecektim.
*
Teklif ettim.
Kabul etti.
İşin sürpriz tarafı şuydu: Türküyü ben belirleyecek ve kendisinden
rica edecektim.
*
Program başladı.
Pek sevdiğim ve Demirtaş'ın sesine de yatkın olduğunu düşündüğüm
Pir Sultan'ın ünlü "Geçti Dost Kervanı Eyleme Beni" adlı deyişini
istedim.
Çaldı, söyledi.
*
Fakat o da ne!
Sosyal medyada kıyamet koptu.
Kimi "Mihriban" istiyor, kimi "Ahmet Kaya'dan söylesin" diyor, kimi
"Şivan Perver" diyor, kimi "Çökertme" istiyor, kimi "Neşet
Ertaş'tan bozlak okusun" diyor.
*
Yüzümü kızarttım.
İzleyiciler adına bir türkü daha söylemesini rica ettim.
Rahmetli Nida Tüfekçi'nin derlemesi olan o şahane "Cemalim" adlı
Ürgüp türküsünü istedim kendisinden...
Kırmadı.
Çaldı, söyledi.
*
"Sanatçılardan özür diliyorum. Amatörce çalıp söyledik" dediyse
de...
Performansı hiç fena değildi.
Hatta o kadar ki...
Cumhurbaşkanımız bile dün yaptığı konuşmada kendisi için "sesi de
güzelmiş" saptamasını yapmak zorunda kaldı.