AYLAR önce "Sen ne büyükmüşsün hey Atatürk" diye bir yazı
yazmıştım.
Hürriyet
Mezhep yüzünden katliamların yapıldığı, sözde dini cemaat’in darbe
yapmaya kalkışıp vatandaş bombaladığı, tarikatların devletteki
liyakat esasını ortadan kaldırdığı, Ortadoğu’nun umutsuzluk
bataklığında debelendiği bir dönemde...
Senin büyüklüğünü anladığımı anlatmıştım o yazıda.
*
O yazıda bir de söz vermiştim.
10 Kasım’da saat 9’u 5 geçe ayağa kalkacağım diye...
İşte açıklıyorum:
Dün saat 9’u 5 geçe saygıyla kalktım ayağa...
İşi magazinleştirip artistlik boyutuna taşımamak için fotoğraf
falan koymuyorum.
*
Ama şunu söyleyebilirim:
- Ayağa kalkmanın herhangi bir imtiyaza kapı aralamadığı...
- Ayağa kalkmanın resmi devlet ideolojisinin gözüne girmek anlamına
gelmediği...
- Ayağa kalkmanın azıcık da olsa cesaret istediği...
- Ayağa kalkmanın sembolik olarak bir tür sivil itirazı temsil
ettiği...
- Ayağa kalkmanın “ben artık senin değerini anlıyorum” anlamına
geldiği...
Böyle bir dönemde...