Başı örtmek de kişisel bir tercihtir, başı açmak da...
Bu türden kişisel tercihlerle uğraşılmaz, bu türden kişisel tercihler mesele edilmez, bu türden kişisel tercihler üzerinden hüküm bina edilmez.
Peki ya ne yapılır?
Hiçbir şey yapılmaz.
*
Ha sen ille de bir şey mi yapmak istiyorsun?
O zaman saygı duymayı denemelisin.
*
Bu arada Elif Çakır’ın başını açmasından yola çıkarak...
“Tabii gördü iktidarın gideceğini” diye başlayan politik yorumlar yapanlara bir gerçeği hatırlatmak isterim:
*
Elif Çakır, uzun bir süredir, hem de çok uzun bir süredir iktidar karşıtı bir pozisyonda... Ve Millet İttifakı’nın yılmaz savunucusu yani.
SIĞINMACI KARŞITI DEĞİLİM AMA
SURİYELİ denilince tüyleri diken diken olan tiplerden değilim. Sığınmacı karşıtlığına prim vermem. “Al evinde besle” türü çıkışlardan acayip rahatsız olurum. İnsanlığımı korumaya özen gösteririm.
*
Bütün bunlara rağmen...
Kafamın tasının attığı bir yer var.
*
Ne zaman Suriyeli ya da Afganlı bir göçmenin...
“Türkiye benim için atlama taşı... Ben asıl Almanya’ya gideceğim. Türkiye üzerinden Avrupa’ya gitmek istiyorum, benim asıl hedefim bu” falan dediğine tanıklık etsem...
İşte o anda kafamın tası atıyor.
*
Çünkü böylesi acayip hesapçı bir tutum...
Hiç de “zulümden ve ölümden kaçıp kendine sığınacak bir yer bulabilmiş mazlum insan” tipolojisine uymuyor.