İflah olmaz bir türkü severim ben.
Ama yüzyılların izini taşıyan türküleri severim. Çağlar ötesinden gelip bizi tam kalbimizden yakalayanları... İlk söyleyeni belirsiz anonimleri... Sözleri gayet basit ama bir o kadar da derinlikli olanları..
İşte bu yüzden “Ben bir türkü sözü yazdım, üstelik de besteledim” diye ortaya çıkanlara karşı hep mesafeli olmuşumdur. Çünkü bu tür iddialardan genellikle yapay sonuçlar çıkar.
İbrahim Kalın’ın sözü ve müziği kendisine ait olan ‘Hiç Oldum’ adlı bir türküyü seslendirdiğini duyunca...
“Eyvah” dedim.
İnsandan söz eden bir Muhyiddin Abdal edası vardı türküde... Zülfü kâküllerden söz eden bir Sıdkı Baba sesi vardı... Zahirden ve ahirden söz eden bir Neşet Ertaş derinliği vardı...
Sözlerindeki tabiiliğe, müziğindeki etkileyiciliğe ve söylenme edasındaki alçakgönüllülüğe bakınca...
“İşte budur yahu işte budur” dedim.
*
Sonra türkünün düzenlemesini Erkan Oğur’un yaptığını fark ettim. Gitarlarıyla, kopuzuyla da...