1-) ERKEN DEĞİL BASKIN SEÇİM
26 Ağustos olsaydı...
Erken seçim olurdu.
24 Haziran olunca...
Baskın seçim oldu.
2-) ‘PLAJDAKİ SEÇMEN’ GEYİĞİNİ BIRAKALIM
24 Haziran tarihini duyar duymaz bazıları eski bir alışkanlıkla...
“Laik seçmen plajlardan dönmez” geyiğine başladılar.
Bu çok demode, çok eskide kalmış, çok bayat bir geyik.
Kalmadı kardeşim öyle bir seçmen kategorisi!
Ayrıca unutulmamalıdır ki...
Bu kadar cepheleşmiş bir ortamda yapılan bu kadar yaşamsal bir seçim için...
Bahamalar’a tatile giden bile yarıda kesip döner sandık başına.
3-) CHP: EN ÇOK ZORLANACAK PARTİ
BU kadar kısa zamanda...
Cumhurbaşkanı adayını mı belirlesinler...
Kampanyaya slogan mı bulsunlar...
Milletvekili adaylarını mı saptasınlar...
İttifak yapmaya mı çalışsınlar...
İşleri zor, gerçekten çok zor.
İYİ Parti bile bu kadar zorlanmayacak.
Sonuçta Meral Akşener’e toplayacaklar yüz bin imzayı...
Ve yarışa katılacaklar.
Ama CHP’nin “Cumhurbaşkanı adayı bulmak” gibi devasa bir sorunu var.
4-) İKTİDAR BLOKUNUN EN BÜYÜK SORUNU
Erken seçimin baskın seçime dönüşmesiyle birlikte iktidar açısından en büyük sorun, “Demek ki ekonomi çok zorda, bu yüzden seçimi erkenden bile daha erkene almak zorunda kaldılar” şeklindeki görüş, çok ama çok ağırlık kazanacak.
Böyle bir görüşün ağırlık kazanması ise...
İktidar bloku açısından...
Bir umut hikâyesi anlatmayı çok zorlaştırac...