Oscar tokadını dünyada konuşmayan kalmadı.
O kadar ki...
Konuşmayanı tokatlıyorlardı.
Olayın cereyan ettiği günün akşamı...
Biz de Tarafsız Bölge’de beş on dakika konuştuk konuyu.
Vay vay vay!
Hemen yadırgamalar, yargılamalar başladı.
Bütün gün Oscar tokadını konuşmaktan çenesi yorulmuş ne kadar tip varsa...
“Aaaaa! Ne acayip! Oscar tokadını konuşuyorlar” diye şaşkınlık içine girdi.
O anda ekranda iki emekli asker varmış, emekli askerlere konuyu yorumlatmışız falan...
Emekli askerlere konuyu yorumlatmadık, espriyle karışık “Siz ne diyorsunuz?” diye inceden mavra yaptık.
Ama yorumlatsak ne olur kardeşim?
Bakkal yorumluyor, muhasebeci yorumluyor, annem yorumluyor, profesör yorumluyor, alakalı alakasız herkes gürül gürül yorumluyor, sıra emekli askere gelince mi sorun oluyor?
Hakan Bayrakçı eline sopayı aldı, kocaman ekranın başına geçti ve görüntü analizi yaptı. Bu da tuhafmış. Hadi ya?
Elindeki telefonla görüntüyü bin iki yüz elli kez izleyenler mi diyor bunu?
Ne oluyor yahu! O gün hayat, o görüntünün analiziyle geçti. Hakan Bayrakçı ekranda yapınca mı sorun oluyor?
Olayı şaşkınlıkla karşılamasını en yadırgadığım isim ise gazeteci İsmet Berkan oldu.
Yahu İsmet!
Biz senin gibi var olmayan ve dolayısıyla izlenme imkânı olmayan Kabataş videosunu, “İzledim, çok korkunçtu, izlenecek gibi değildi” diye yorumlamadık ki.
Var olan ve izlediğimiz bir videoyu yorumladık.
İnsan hiç değilse sırf bu nedenle bizim yaptığımıza şaşırmaz.
ÇOK SİNEMATOGRAFİK BİR ADAM: ABRAMOVİÇ
BİR oligark... Acayip zengin... Yatlarıyla meşhur...
En bilinen yönü: İngiltere’nin Chelsea takımının sahibi olması.