Muhalefet kesiminde helalleşmeye hevesli tek kişi var.
O da Kemal Kılıçdaroğlu.
Onun dışında kalanların genel durumu ise aşağı yukarı şöyle:
“Helalleşme” sözcüğünden tiksiniyorlar. “Biz helalleşecek bir şey yapmadık ki” diyorlar, başka da bir şey demiyorlar. “Ne helalleşmesi! Onlara günlerini göstereceğiz” duygusundalar. Henüz zafer kazanmamışken sanki zafer kazanmışlar gibi rövanş rüyaları görüyorlar. AK Parti’nin kıyısından köşesinden geçmiş olanlara bile düşman kesiliyorlar. İntikam alacakları günlerin hayalini kuruyorlar. Geçmişte yaptıkları ayrımcılıklarla ilgili hiçbir pişmanlık duymuyorlar. Ne pişmanlığı! Geçmişte herhangi bir ayrımcılık yaptıklarını kabul etmeye bile asla yanaşmıyorlar. Nefret ediyorlar ve bununla gurur duyuyorlar.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun dramı işte tam da buradadır:
“Helalleşme” olgusuna kendisi dışında hiç kimseyi ikna edemiyor.
Helalleşme toplantılarının, helalleşme söylemlerinin, helalleşme ataklarının, helalleşme propagandasının...
Sürekli güme gitmesinin tek nedeni budur.
RÜŞDİ OLAYINDA VAR BİR ÇAKALLIK
SENELER seneler geçmiş. Selman Rüşdi unutulmuş gitmiş. Şeytan Ayetleri’nin üzerini küf kaplamış. Humeyni’nin fetvasını hatırlayan yok. Şeytan almış götürmüş. Satamadan getirmiş. Falan fıstık.
Böyle bir ortamda...