- ÖRGÜTÜN birinci silahı: Sızma.
- Örgütün ikinci silahı: Aldatma.
- Örgütün üçüncü silahı: İnkâr...
- Örgütün dördüncü silahı: Gizlenme.
- Örgütün beşinci silahı: Hilekârlık...
*
Kısacası...
Mertlik yok, hile var.
Meydan okumak yok, desise var.
Yiğitlik yok, sinsilik var.
Delikanlılık yok, kalleşlik var.
*
İşte tam da bu yüzden...
“Ben artık Fetullahçı değilim, bunların vatan millet düşmanı
olduklarını çok iyi anladım” diyene de güvenilmiyor.
“Allah belasını versin Fetullah’ın, o benim için bundan böyle
lanetlenmiş şeytandır” diyene de güvenilmiyor.
*
Eğer Fetullahçılık adlı örgütlenme, kalleşlik, kaypaklık, sinsilik,
gizlilik ve namertlik üzerine bina edilmeseydi...
Bu denli büyük bir itimatsızlık ortaya çıkmazdı.
SÜRECİN BİZE TANITTIĞI ÜÇ ÇOK ŞAHANE ADAM
Hürriyet
SEMİH ÇETİN: Bu adamla seyahate çıkılır. Bu adamla ortak olunur. Bu
adama borç verilir. Bu adamla saatlerce mavra çevrilir. Bu adamla
şarkı söylenir. Bu adamla maceraya girişilir.
*
Hürriyet
AHMET ZEKİ ÜÇOK: Bütün paranı bu adama emanet edebilirsin. Bütün
sırlarını bu adama verebilirsin. Bütün zaaflarını bu adama
gösterebilirsin. Bu adamla ailecek dostluk kurabilirsin.
*
Hürriyet
ALİ TÜRKŞEN: Kendisiyle mangal yapılır. Kendisiyle kavga edilir.
Kendisiyle Vietnam’a gidilir. Kendisiyle hapis yatılır. Kendisiyle
gıybet edilir. Kendisiyle kitap yazılır.
NİYE FETHULLAH DEĞİL DE FETULLAH YAZIYORUZ?
FETULLAH Gülen’in adı, resmi nüfus kaydında “Fetullah Gülen” olarak
geçmektedir.
*
Biz de o yüzden...
“Fethullah” değil, “Fetullah” yazıyoruz.
*
Tek kusurumuz şu:
Bunu Fetullah’ın güçlü olduğu dönemde yapamadık.
Şimdi yapabiliyoruz.
*
Neyse...
Rabbim affetsin.