“ŞU hayatta tanıdığın en barışçıl, en demokrat, en karınca
incitmez, en şiddet karşıtı, en özgürlükçü, en vicdanlı beş kişi
say” deseler...
Prof. İbrahim Kaboğlu’nu muhakkak sayarım.
O İbrahim Kaboğlu ki...
Hocalara kıymayın efendiler
Her dönemde demokrat...
Her dönemde özgürlükçü...
Her dönemde vicdanlı...
Her dönemde şiddet karşıtı...
Her dönemde barışçı...
Olmuş, olabilmiş ender isimlerdendir.
Herhangi bir terör örgütü ile İbrahim Kaboğlu arasında bağ kurmak, sadece ve sadece teröristlerin işine yarar.
Dünyanın bütün teröristleri, “İbrahim Kaboğlu’na da terörist diyorlar, bize de” diyerek kendilerini aklamaya kalkar.
Her taşın altında FETÖ aranmasına ben de sonuna kadar kılım ama İbrahim Kaboğlu gibi bir hocayı FETÖ’den ya da terörden üniversiteden atmak ancak FETÖ’nün işi olabilir.
O derecedir yani.
HAYIR DEMEK TERÖRİSTLİK İSE
YÜCE devletimiz bu seçeneği niye koyuyor ahalinin karşısına?
Ne yani? Devletimiz teröre sandık yoluyla dediğini yaptırma imkânı mı sunuyor?
Hayır seçeneği, teröristlerin çok hoşuna giden bir seçenek ise... Teröristleri sevindirecek bir seçeneğin ne işi var orada?
Neden tek seçenek konmuyor aziz milletimizin önüne? Neden? Neden?
NİYET HAYR, AKIBET HAYR
BAŞBAKAN Binali Yıldırım, “Hayırlı işler”, “Hayırlı cumalar”,
“Hayırlı günler” gibi geleneksel ve dini temennilerin hayırcıların
işine yaramaması için bir çıkış noktası bulmuş.
Diyor ki Binali Bey:
“Hayır başka... Hayr başka... Biz ‘niyet hayr, akıbet hayr’ sözündeki gibi hayrcıyız. Onlar ise düpedüz hayırcı.”
Güzel bir buluş.
Fakat işlemez.
Ses benzerliği o kadar fazla ki...
Farkı ahaliye anlatmak çok ama çok zor.
Yani fazla üstüne gitmesin bu buluşunun Binali Bey.