EY Firuzağa çakalı!
Baskın verirken bağırıp çağırıyordun.
“Ramazanda içki içilir mi ulan” diye efeleniyordun.
Pek karşı koyan olmayınca daha da coşuyordun.
Masa, sandalye deviriyordun.
Vurup kırıyordun.
Dövüp yaralıyordun.
Tehditler savuruyordun.
Kısacası...Baskını verirken gayet delikanlı, gayet dayı, gayet cengâver, gayet korkusuz, gayet pervasız, gayet saldırgan, gayet küfürbaz, gayet tavizsiz, gayet cüretkâr, gayet serdengeçti görünüyordun.
Fakat ne zaman ki...
Karakola çekildin.
Sıkıyı gördün.
İnceden sıkıştırıldın.
Anında çark!
Başladın ağlaşmaya:
Ama önce onlar benim eşime laf attı.
Ama ben vurmayacaktım, sadece konuşacaktım.
Ama ben ramazanda içkiye karşı olsam Fransız Sokağı’nı basmaz
mıyım?
Ama ben...
Ama ben...
Ey Firuzağa çakalı!
Kasımpaşa’da bir söz vardır.
Şöyledir:
İki dakika delikanlı ol, ciğerimi ye!
KEŞKE 'ALLAH TÜRKİYE'DEN YANA DESEYDİNİZ' BİNALİ BEY
BAŞBAKAN Binali Yıldırım, partisinin grup toplantısında “Allah
bizden yana” diye slogan atan gençlere şöyle demiş:
“Gençler! Hiç merak etmeyin! Allah da bizden yana, millet de...”
Bu cevap, çok kötü bir cevap olmuş.
Böyle bir cevap nedeniyle...
Oyunu AK Parti’ye vermemiş bir yurttaşın kalbine “Ne? Demek Allah onlardan yana” falan diye en küçük bir şüphe kırıntısı düşse ve imanında minicik bir zayıflama olsa...
Binali Bey bunun sorumluluğunu nasıl üstlenecek?
Ayrıca...
“Allah bizim partiden yana” diye imada bulunmak...
Siyasetçilerin yaptıkları ve yapacakları her türlü yanlışa Allah’ı ortak etmek anlamına gelmez mi?
Binali Bey keşke “Allah bizden yana” demek yerine...
“İnşallah Allah Türkiye’den yanadır” deseydi.