Savaşta iki yol var gibi.
BİR: Ya mahcup ya da aleni Rusya yanlısı olacaksın.
İKİ: Ya da fena gaza gelmiş Batıcılar gibi takılacaksın.
Rusya yanlısı olduğun anda...
Yapman gerekenler şunlar:
Rusya’nın saldırganlığına kılıf bulmak zorundasın. “Ama NATO da Putin’in burnunun dibine kadar gelerek adamı kışkırttı” falan türü argümanlara sarılacaksın. Ukrayna’da ölen çocukları görmeyeceksin.
Batıcı olduğun anda...
Yapman gerekenler şunlar:
Ateşin susmasından, kanın durmasından, barışın gelmesinden ziyade Putin’in pes ettirilmesini isteyeceksin. Derdin aslında Ukrayna olmayacak, kanın durması olmayacak. Derdin Rusya’nın diz çökmesi olacak.
Oysa bir üçüncü yol da var.
Derhal ateşkesin sağlanmasını talep eden...
İki tarafın da durmasını isteyen...
Müzakere masasının kuvvetlenmesini arzu eden...
Daha fazla kanın akmamasına kendini adayan...
Bir yol.
Benim yolum...
İşte bu üçüncü yoldur.
ANNEMLE DIŞ POLİTİKA
TARAFSIZ Bölge’de gündemimiz savaş.
Bin kere Putin demişiz, Kiev’deki siren seslerine kulak vermişiz, harita üzerinden Ukrayna’da yanan ateşi ezber etmişiz, canlı yayında barikat gözlemişiz, Rusya konvoyunu adım adım izlemişiz falan.
Program bittiği anda, “Bir süre şu savaş gündeminden uzak kalsam iyi olacak” diye düşünürken...
Telefonum acı acı çalıyor.
Açıyorum. Annem.
“Programı izledim ama tam anlamadım. Bu Putin, Ukrayna’dan ne istiyor? Şunu bir anlatsana bana.”
Hay bin kunduz. Ne diyeceğim ben şimdi? Ne anlatacağım?
“Bu çok uzun bir hikâye anne” diyerek... “Konu biraz Sadakatsiz dizisi gibi karmaşık” diyerek... “Yakında bunun dizisi çekilir, oradan izlersin” diyerek... Annemi geçiştirmeye çalışıyorum.
Umarım hakkını helal eder.
SAVAŞ SÜRECİNDE CNN TÜRK ÖNDE
SAVAŞIN başladığı günden beri CNN Türk’ün akşam programları, üç kategoriden ikisinde açık ara önde.