KISA adı "CEFTUS" olan "Türkiye Araştırmaları Merkezi"nin İngiltere Parlamentosu'nda düzenlediği toplantıya katılmak üzere Londra'ya geldim.
*
Hürriyet
İnsanlık tarihinin en eski parlamento binasından içeri girdiğimde
galiba gotik mimarinin kasveti nedeniyle biraz gergindim.
*
Tarihi binanın büyük salonlarını geçip geniş koridorlarında
ilerlerken...
Sağımda ve solumda İngiltere tarihinde başbakanlık yapan ne kadar
şahıs varsa tümünün heykelleriyle karşılaştım.
- İşte bu Binali Yıldırım’a benziyor!
- Aha bu da aynı Ahmet Davutoğlu!
Falan diye havayı kendi açımdan biraz yumuşatmaya kalktıysam
da...
Gerginliğim zerre kadar geçmedi.
*
İçimde bir sıkıntı vardı.
Ve ben böyle hissettiğimde bela, mutlaka gelir ve beni bulurdu.
*
Parlamento binasındaki uzun yürüyüşün ardından konuşma yapacağım
salona ulaştım.
Beş yüzyıllık yapının en tarih kokan salonlarından biriydi
burası.
Salonda bana ayrılan yere oturdum.
Öncelikle dinleyici olarak gelenleri şöyle bir süzdüm:
Kalabalıktılar.
Ve benim aksime son derece rahat, enerjik ve dinamik
gözüküyorlardı.
*
Kısa ve acısız bir nutukla başladım.
- Tayyip Erdoğan şöyle...
- Muhalefet böyle...
- Medya desen zaten hiç sormayın...
Falan diyen bir nutuk...
*
Sonra sorular gelmeye başladı:
- Ne olacak memleketin hali?
- Başkanlık sistemi için ne diyorsun?
Falan türü zararsız sorular.