Bir de şu var: Bırakın İstanbul’a kayyım atamayı... Bunu akıldan geçirmek bile Ekrem İmamoğlu’na bu zamana kadar yapılan kıyakların en büyüğü olur. Başka hangi kıyakların yapıldığını bilmem söylememe gerek var mı?
*
Şundan eminim: Ekrem İmamoğlu, kendi kendine kaldığı zamanlarda içinden şöyle geçiriyordur: “Ah keşke! Ah keşke! İstanbul’a kayyım atasalar da neşemizi, keyfimizi bulsak”.
*
Diyarbakır’ı, Van’ı, Mardin’i... Bir biçimde izah etmek mümkün... Ama İstanbul’u izah etmenin imkânı da yok ihtimali de yok.