- BİR: Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın artık rutine binen günlük
konuşmalarını dinleyin.
*
- İKİ: Siz de tıpkı Mehmet Barlas gibi “Erdoğan nasıl olsa
düşmanlarımızı yener” diyerek vurup kafayı yatın.
*
- ÜÇ: Erdoğan’ın konuşmaları yatıştıramıyorsa... Binali Bey’in
günlük rutine binen konuşmalarını dinleyin.
*
- DÖRT: Malum gazeteleri okuyun.
*
- BEŞ: Malum televizyonları izleyin.
*
- ALTI: “Ekonomi çok iyi” diyenlerle uzun sohbetler yapın.
*
- YEDİ: Günde en az sekiz kere “Aslında biz değil, Avrupa batıyor
kardeş” deyin.
*
- SEKİZ: Hâlâ seslerini çıkarabilme imkânı bulan son muhaliflerden
de uzak durun.
*
- DOKUZ: Günde en az üç kere Cem Karaca’nın “Bindik bir
alamete/Gidiyoruz kıyamete” şarkısını dinleyin.
*
- ON: İçinizden sürekli “ama yol yaptılar”, “ama alternatifleri mi
var”, “ama diğerlerinin liderlik karizması yok” diye
mırıldanın.
TUTUKLU YAZARLAR, BAKIN NE DİYOR HAMZA KARDEŞİMİZ
AK Parti Milletvekili Hamza Yerlikaya kardeşim, internetin
kesilmesi olayını şu minval üzere yorumlamış:
- Ne güzel oldu internetin kesilmesi yahu!
- Böylece o unuttuğumuz sohbetleri yeniden hatırladık.
*
Hamza kardeşime kalsa...
Tutuklanan Cumhuriyet yazarlarına şöyle diyecek:
- Ne güzel oldu yahu tutuklanmanız!
- Böylece günlük hayatın dağdağasından kurtulup kafanızı dinleme
fırsatı yakaladınız.
GUGUK NASIL ÇEVRİLİR?
AVRUPALILARA dönüp “Sizinki hukuk da bizimki guguk mu” diye sordu
ya Cumhurbaşkanı Erdoğan...
Aldı beni bir düşünce.
Acaba çevirmenler, “guguk”u nasıl çevirmiş olabilir?
*
Geçen gece tam uykuya dalacakken bu mesele yakaladı beni.
Sonuç?
Uykusuz her geceye bir gece daha katılmış oldu.
ESKİSİ/YENİSİ
ESKİSİ: Bana diktatör diyorlar, ben diktatör olsam hiç böyle bir
şey diyebilirler mi?
*
YENİSİ: Bana diktatör miktatör diyorlarmış, ne derlerse desinler,
umurumda bile değil.