Külliye’deki 30 Ağustos konserini izlediniz mi?
Ben izledim.
Coşkuyla, duygulanarak, ayakta alkışlayarak.
Külliye duvarına asılan devasa Atatürk portresinin ve Türk bayrağının gölgesinde gerçekleşen 30 Ağustos konseri, bu toprağın tüm renklerini içeriyordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı konuşmayı dikkatle dinledim. “Büyük Taarruz” ile ilgili söyledikleri, tüm siyasi farklarına rağmen halkımızın tamamının “ortak metni” olabilecek nitelikteydi.
30 Ağustos konserinde...
Kuran’ı Kerim de okundu, dualar da edildi. “Askerinle bin yaşa Mustafa Kemal Paşa” diye marşlar da söylendi, içli türküler de söylendi.
Türkü deyince sanatçı Gülay’a bir parantez açmalıyım. Gülay’ın türkü söyleyişine öteden beri meftunum. Külliye’deki konserde sahne alan Gülay, sanat hayatının en güçlü performanslarından birini gerçekleştirdi. Hele “Hey On Beşli” türküsünü, gerçekten yaşayarak okudu.
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’ndan Milli Savunma Bakanlığı Armoni Mızıkası’na kadar devlet kurumlarına bağlı 913 kişilik devasa orkestra, unutulmaz marşlar seslendirdi.
Her anı, her vurgusu, her melodisi, her kelimesi birliğe, beraberliğe, ortak tarihe, ortak gurura, ortak zafere işaret eden bu muhteşem konsere katılan tüm sanatçılarımıza binlerce teşekkür.
Konseri düzenleyen, akıl eden, tıkır tıkır işlemesine katkıda bulunan bütün görevlilere de bin selam.
Ve bir temenni: Keşke bir televizyon kanalımız, bu muazzam konserin tamamını bir kez daha ekrana getirse.
ŞEYTAN BUNUN NERESİNDE
EKRAN vaizleri türedi son zamanlarda. İnternetten yayın yapan televizyon kuruyorlar, bir stüdyo ayarlıyorlar ve geçiyorlar kameranın karşısına. Dini konularda vatandaşlardan gelen sorulara cevap veriyorlar.
Geçenlerde bu şekilde yayın yapan bir ekran vaizine rastladım. Vatandaşın teki, “Müzik aletleri satmak caiz midir?” diye soruyor kendisine. Sarıklı, cübbeli ekran vaizi de “Katiyen caiz değildir” diye cevap veriyor.