Başta İçişleri Bakanı Süleyman Soylu olmak üzere bazı bakanlar, afet bölgelerine çok hızlı, çok etkin müdahale ediyorlar ve uzun süre afet bölgelerini terk etmiyorlar.
Ve herkes buna alıştı artık.
İşte bu yüzden Süleyman Soylu’nun çizmeleri çekip Ankara’daki afetle haşır neşir olmasını ve Mansur Yavaş’la çizmeli bir fotoğraf vermesini zerre kadar yadırgamadım.
Yani sorun Soylu’nun çizmelerinde değil.
Sorun Mansur Yavaş’ın sahadan uzak bir imajla o fotoğrafta yer almasında.
- Madem çağımız görsellik çağı...
- Madem çağımızda imaj çok önemli.
- Madem sosyal medyada imajlar üzerinden fırtınalar kopartılıyor.
O zaman Mansur Yavaş’ın sırf imaj için de olsa hemen yanı başında bir çizme bulundurmasında sayısız yarar var.
KAFEDE AFET ALARMI GELİNCE
- “Hayati uyarı” lafını görünce... “Aha geliyor ya fırtına ya da deprem” dedim.
- Bildiğim tüm duaları etmeye başladım.
- Sallanan uçakta hosteslerin telaşlı olup olmadıklarını kontrol ettiğim gibi çevremdekilerin durumunu inceledim.
- Kendimi Donbas’ta gibi hissettim, “Bu kafenin sığınağı var mıdır acaba” dedim.
- Telefona sarılıp annemi aradım.
- “Yoksa beklenen kıyamet mi kopuyor?” dedim ama günlerden cuma olmadığı için rahatladım.
- Ve en sonunda “Bir daha AFAD’dan cep telefonuma uyarı gelirse hiç takmayacağım” dedim.
BORÇLUYA İLHAM PERİSİ GELMEZ Mİ
SERDAR Ortaç üstadımız şöyle demiş:
“Bu yıl şarkı yapamadım. Çünkü borcum vardı. Borçlar belimi büktü. 15 milyon lira borç ödedim. Çok şükür sıfırladım. Şimdi şarkı yapabilirim.”
Benim bildiğim esaslı sanatçılar, en sıkıntılı dönemlerinde...