İstanbul’un kara teslim olduğu dakikalarda...
Ekrem İmamoğlu’nun balıkçıda olduğu iddiaları havada uçuşmaya başladı.
İddialar havada uçuşmaya başladığı andan itibaren...
Ekrem İmamoğlu, sırasıyla şu üç şeyi yaptı:
BİR: Önce olayı sakladı. Ortaya çıkan fotoğraflara rağmen olayı görmezden geldi. Sustu. Konuya açıklık getirmedi. Konunun kapanmasını bekledi. Geçsin gitsin istedi. Hiçbir açıklama yapmadı.
İKİ: Baktı, olay büyüyor. Baktı, susarak geçiştiremeyecek. Hemen bir paylaşım yaptı. “Bir saatlik yemek arasını amma büyüttünüz” havasında bir paylaşım. Ama Rumeli Kavağı’ndaki bir balıkçıda randevulu bir yemek olduğunu yine sakladı.
ÜÇ: Ve en sonunda dün net biçimde açıklama yaptı. “İngiliz Büyükelçisi ile çok önceden planlanmış bir randevuydu” dedi. Büyükelçi’nin Ankara’dan geldiğini, bu nedenle randevuyu iptal edemediğini söyledi.
Peki ama neden... Önce sustu, ardından da geçiştirmeye çalıştı?
Cevabı galiba şu:
Çünkü İstanbul’un kara teslim olduğu bir günde Rumeli Kavağı’nda bir balıkçıda İngiliz Büyükelçisi’yle eşlerin de katılımıyla yemek yemesinin...
Kolay izah edilemeyeceğinin o da farkındaydı.
Kolay izah edilecek bir şey yaptığını düşünse...
Ta en başta ortalığı gümbür gümbür gümbürdetir, gazetelere fotoğraflı basın bülteni bile gönderirdi.
Ben Ekrem İmamoğlu konusunda artık şuna ikna olmuş durumdayım:
Kolay izah edilemeyecek şeyler yapma konusunda pek mahir.
İMAMOĞLUCULAR NASIL TONGAYA DÜŞTÜLER?
CHP’nin yerel yönetimlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun’un sosyal medya paylaşımını gördüm.