“İKTİDARA karşı sert yapamazken Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı
aşırı sert yapmak centilmenliğe sığmaz” diyorlar.
Bu kocaman bir balondur.
Ve bu balonu patlatmanın vakti çoktan gelmiştir.
O zaman patlatalım gitsin.
Neden Kemal Beye daha sert yükleniyorum
Eğer bugün iktidara karşı pek sert yapılamıyor ama Kemal Kılıçdaroğlu’na gelişine saydırılıyorsa...
Bunun en büyük sorumlusu Kemal Kılıçdaroğlu’dur.
Nasıl mı?
Şöyle:
Bu iktidarın kendisini denetimsiz, rakipsiz, frensiz falan hissetmesinin en önemli nedeni...
Girdiği her seçimde yenilmiş olmasına rağmen Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Ben bu işi yapamıyorum, bırakayım da yapabilen gelsin” dememesidir.
İktidarın gücünü denetleyen, frenleyen, dengeleyen bir muhalefet gücü yok ortada... İktidar, muhalefet gücünü bırakın ensesinde hissetmeyi, paçasında bile hissetmiyor.
İşte tam da bu durum nedeniyle iktidarın okkalı ve sert bir şekilde eleştirilmesini imkânsız kılan bir atmosfer var memlekette.
Eğer biz...
“Centilmen olalım... Madem iktidarı sert eleştiremiyoruz... O
halde muhalefeti de sert eleştirmeyelim...” diyerek...
Kemal Bey’e sert bir şekilde yüklenmezsek...
Yani seksen kere yenilmiş olsa da Kemal Bey’in koltuğunda kendisini süper rahat hissetmesine eşsiz bir katkı sağlarsak...
İktidar, gücüne daha da güç katacaktır.
Ve hepten frensiz, denetimsiz, rakipsiz kalacaktır.
Bunun sonucunda da...
Bırakın iktidarı sert eleştirmeyi, iktidarı yumuşacık bir şekilde bile okşayabilmek bile mümkün olamayacaktır.
Kısacası gün centilmenlik falan ayaklarına yatıp artistlik yapma günü değildir.
KİMİN KİME NEFRETİ HİÇ AMA HİÇ BİTMİYOR
MELİH Gökçek’in Bülent Arınç’a olan nefreti...
Kadir Mısıroğlu’nun İsmet Paşa’ya olan nefreti...
Celal Kılıçdaroğlu’nun Kemal Kılıçdaroğlu’na olan nefreti...
ADAMLARIN DİPLOMATİK UÇUŞ YAPACAK UÇUKLARI YOK Kİ
TÜRKİYE’nin Hollanda’ya yönelik dört yaptırımından biri şu:
“Hollanda’dan yapılacak diplomatik uçuşlara yasak getirilmesi...”
Bu yaptırım yok hükmündedir.
Çünkü Hollanda’da devlet uçağı diye bir şey yok.