Haftanın konuğu: Kürt siyasi hareketini yakından izleyen akademisyen Arzu Yılmaz
ŞEHİRLERDE hendekler kazılıyor, çatışmalara girişiliyor, özyönetimler ilan ediliyor. Nedir amaç?
ARZU YILMAZ: Özyönetim, siyasi olarak barış projesinin bir parçasıydı ama şimdi savaşın bir parçası haline getirildi. Özyönetim, barışın bir meyvesi olacaktı. Barış projesi olarak kanaat getirilen iyi bir hayat senaryosu, bugün savaşın parçası haline getirilmiş durumda. İnsanlar “Özyönetim için mi savaşacağız” diye soruyorlar. Özyönetim ne demek? “Merkezle müzakere” demek. “Uzlaşmak” demek. “Pazarlık” demek...
Pazarlık sonucu elde edilecek bir şey miydi?
ARZU YILMAZ: Evet. Özyönetim ancak devletle masaya oturarak elde edilir. Savaşarak özyönetim elde etmek mümkün değil. Oysa şimdi İmralı süreci bitmiş, savaşa dönüşmüş ama sen İmralı sürecinin bir parçası olan özyönetimi, savaşın unsuru haline getiriyorsun. Kürtler işte bunu anlamıyor.
Kürtler olayı bu netlikte görebiliyorlar mı?
ARZU YILMAZ: Kürt halkı olayları gazetelerden,
kanaat önderlerinin görüşlerinden öğrenip yorumlamaz. Kürtler
meseleleri zaten bilirler. Çünkü meselelerin içinde yaşarlar,
yaşıyorlar. Dolayısıyla adam soruyor: Ben en son noktada bir
özyönetim kurup devletle masaya oturacaksam şimdi bu ölmek ve
öldürmek niye?
Bu durum halkın, PKK ile arasına mesafe koyması anlamına gelmiyor
mu?
ARZU YILMAZ: Böyle bir sonuca varılırsa... Yanlış yapılır. Yanlışla
başlanırsa yanlışla devam edilir. “Halk PKK ile arasına mesafe
koydu, PKK’dan bıktı, yıldı” demek kolay. Ama bir bağ var ve bu bağ
devam ediyor. O bağ nedeniyledir ki halk, “Meselemiz özyönetimse
ölmek ve öldürmek neyin nesi” sorusunu devlete değil, PKK’ya
soruyor.