AKADEMİSYENLERİN bildirisi, kesinlikle sorunlu bir bildiriydi.
-Kesinlikle eleştirilmeliydi.
-Kesinlikle itiraz edilmeliydi.
-Kesinlikle karşı çıkılmalıydı.
*
Ama ne zaman ki...
Polis, sabahın köründe akademisyenlerin kapısına dayandı.
İşte o andan itibaren işin rengi değişti.
*
Polisin sabahın köründe akademisyen evlerini basmaya başlamasıyla birlikte...
Bildiriye yönelik...
-Eleştiri hakkımız elimizden alınmıştır.
-İtiraz hakkımız elimizden alınmıştır.
-Karşı çıkma hakkımız elimizden alınmıştır.
*
Artık eleştiri, itiraz, karşı çıkma gündem dışıdır.
Artık gündemde sadece ve sadece şu cümleler vardır:
*
-Ne oluyor? Nereye gidiyorsunuz?
-Yüzlerce akademisyeni içeri mi tıkacaksınız?
-Ne yapıyorsunuz? Cezaevlerinde akademisyen koğuşları mı oluşturacaksınız?
-Sabahın köründe akademisyen evini basmak da neyin nesi?
-E hani “şoke edici fikirler” bile serbestçe söylenecekti?
-Kenan Evren’in bile yapmaktan imtina ettiğini yaptığınızın farkında mısınız?
-Bunun bir adım sonrası toplu linç mi olacak?
-Akademisyen odalarına atılan çarpıları ve ölüm fermanlarını görmüyor musunuz?
-Bu yaptıklarınızla haksız olanları haklı duruma düşürdüğünüzü görmüyor musunuz?
*
Artık bildirinin içeriği, üslubu, sorun tarafları tartışma dışı.
Artık tek konu var: Yapılan hoyratlık.
İşin bu şekle bürünmesini en büyük hasmınız bile sağlayamazdı.
Aferin size.
Oturun, sıfır!