Adı böyle olan bir kitap geçti elime.
Bir bakayım dedim.
Bir başladım okumaya.
Kafamı kaldırdığımda kitap bitmişti.
Kitap diyor ki....
Özgür iradenizi kaybetmemek için... Günümüz çılgınlığına direnmek için... Hakikatin altının oyulmasına dur demek için... Söylediklerinizin anlamsızlaşmaması için... Empati kapasitenizi yok etmemek için... Mutsuz olmamak için... Ekonomik itibarınızı korumak için... Siyasetin imkânsız hale gelmemesi için... Ruhunuzdan nefret edilmemesi için...
Hemen şimdi sosyal medya hesaplarınızı kapatın.
Bunların her birini tek tek, uzun uzun açıklıyor kitap.
Sosyal medyanın başat unsurlarını ise şöyle sayıyor kitap:
Davranışları belirleyen algoritmalar, robot hesaplar, yapay zekâlar, ajanlar, sahte yorumcular, sahte arkadaşlar, sahte takipçiler, sahte yazarlar, otomatikleştirilmiş dolandırıcı tuzakları...
Öyle ikna ediciydi ki kitap...
Gazetecilik yapmasam ve takipçi sayım biraz fazla olmasa...
Sosyal medya hesaplarımın tümüne “Bay bay” derdim.
SELAMİ ŞAHİN’İN BABALAR KLASMANINA YÜKSELMESİ LAZIM
MÜSLÜM Baba... Tamam. Orhan Baba... Tamam. Neşet Baba... Tamam. Ferdi Baba... Tamam.
Tüm bu isimler, Türkiye’nin “babalar klasmanı”nın herkes tarafından benimsenen temsilcileri.
Ama “babalar klasmanı”nın kapısı sımsıkı kapalı değil.