İYİ TARAFLARI:
- BİR: Milli birlik ve beraberlikte doruk noktasına ulaşmamız... Hepimizin Türkiye’den yana olması... Ne güzel!
*
- İKİ: Yılların Amerikan özentisinden bayağı bir kurtulmamız... Hatta antiemperyalizmin kırlara, ovalara falan yayılması... Ne muazzam!
*
- ÜÇ: “Üretim” demeye, “tarım” demeye, “Dünya çapında markalarımız olmalı” demeye falan başlamamız... Ne şahane!
KÖTÜ TARAFLARI:
- BİR: Bütün sorumluluğu Trump’a yükleyip bir türlü “Acaba biz nerede hata yaptık?” noktasına gelemeyişimiz... Tedirgin edici!
*
- İKİ: Farklı görüşler ileri sürenleri, kaygı belirtenleri, eleştirel yaklaşanları falan “Birlik ve beraberliği bozuyorlar.” diye “hain” kategorisine sokmamız... Çok berbat!
*
- ÜÇ: Sloganlara, hamasete, akılsızca protestolara, gereksizce efelenmelere, komik bile olmayan şovlara yönelmemiz... Fazlasıyla hazin!
BİR BİLMECEM VAR ÇOCUKLAR
-12 Eylül olur... Kenan Evren’in en yakın arkadaşı olur.
- Turgut Özal başa geçer... En birinci Özalcı olur.
- Çiller başa geçer... Çillercilikte çığır açar.
- FETÖ’nün yükseliş döneminde... Kitap yazar, destan düzer.
- FETÖ’nün çöküş döneminde... En ama en azılı FETÖ karşıtı olur.
- Erdoğan’ın kesintisiz iktidarında... Milim sapmaz, en sonsuz Erdoğancı olur.
Kimdir bu şahıs?
Bilenler arasından yapacağım çekilişle ilk beşe Kahve Dünyası’ndan Türk kahvesi ısmarlayacağım. Yanında Ülker Çikolatalı Gofret’le birlikte...