YAŞASIN!
Artık bizim de Michelin yıldızlı restoranlarımız var.
Ödül alan restoranlara şöyle bir baktım:
Hepsi sonuna kadar hak ediyordu yıldızları.
“Önerilenler” listesinde İstanbul’un klasiği “Beyti”nin yer almasına çok ama çok sevindim. Beyti Bey’e uzun ömürler.
Bizim Barış’ın “Sunset Grill and Bar”ının hem “Önerilenler” listesinde yer almasını hem de “En İyi Servis Ödülü” almasını gayet yerinde buldum. Şahane.
İki yıldızlı “Turk” restoranı, çok uzun süredir radarımdaydı. Dünya çapında bir şef restoranı olarak pırıl pırıl parlıyordu. Fatih Tutak’ın ancak şef filmlerinde rastlayacağımız türden bir edası vardı.
İki yıldızı hak etti bana göre.
Hem de fazlasıyla.
“Rumelihisarı İskele” gibi, “Kıyı” gibi, “Park Fora” gibi... Durmuş oturmuş, istikrarlı, çizgisini hiç bozmayan balıkçı lokantalarımızın hakkı teslim edilmiş. Bravo.
Nişantaşı’nda sadece öğlenleri servis veren ve sosyete lahmacununu en iyi yapan kadim “Tatbak” da “Önerilenler” listesinde. Ne güzel.
“Ulus 29”, “Spago”, “Topaz”. Zaten havalı ve janjanlıydılar. Artık daha da havalı olacaklar.
“Mikla”, zaten gönüllerimizin Michelin yıldızlı şef restoranıydı. Ağırbaşlılığıyla göz dolduruyordu. Yıldız alarak bunu tescillemiş oldu. Çok yerinde.
Olay mekân ve kalkan balığının hakkını vermesiyle meşhur “Balıkçı Kahraman” da listeye girmiş. Bu da iyi.
“Pandeli”, “Giritli”, “Azur”, “Karaköy Lokantası”, “Mürver”, “Tuğra”, “Yeni Lokanta”. Gizli kalmış hazinelerimizdi. Şimdi bilinir oldular.
Neyse hepsini yazamayacağım.
Dedim ya...
Hepsi de sonuna kadar hak ediyorlar bu listede yer almayı.
Bu listeyle birlikte...
Türk şefleri ve Türk restoranları, artık dünya sahnesine çıkmış durumdalar.
Bundan böyle İstanbul’a gelen turistlerin çoğunun elinde bu liste olacak.
Ve bu listeye göre seçim yapacaklar.