Türk Tabipleri Birliği Başkanı Şebnem Fincancı Korur, PKK’nın yayın organında Türk Ordusu’nun kimyasal silah kullandığı iftirasını atmıştı.
Kelimesi kelimesine söylediği şuydu:
“Belli ki sinir sistemini tutan toksik-zehirli kimyasal gazlardan biri kullanılmış durumda.”
Bu açıklama üzerine...
Tepkiler çığ gibi büyüdü.
Şebnem Fincancı Korur, tepkiler üzerine anında geri vites yaptı.
Yeni açıklaması, aynen şöyle:
“Sanki ben kimyasal silah kullanılmıştır demişim gibi haber yapıyorlar. Öyle bir şey demedim ki ben. Ben bir kimyasal etki olabilir dedim.”
Bir insan, ancak attığı iftiradan utanırsa...
Bu türden bir geri vites yapar.
Attığı iftiradan utanıp geri vites yapmak zorunda kalmak...
Şebnem Fincancı Korur’a verilebilecek en büyük cezadan bile daha ağır bir cezadır.
KOCA SİYASETÇİLERİN ERGEN HINZIRLIĞINA SÜRÜKLENİŞİ
AHMET Erozan...
İYİ Parti’nin Genel Başkan Yardımcısı.
Ayrıca yıllarca diplomatlık yapmış bir isim.
ABD’ye giden İYİ Parti heyetinin de başında yer alan Erozan, şöyle bir tweet attı:
“Biz ABD’ye hamburger yemeye gelmedik.”
Bu paylaşımı herkes, “Bak, bak... Kemal Kılıçdaroğlu’na laf çakıyor” diye anladı.
Erozan ise, “Yanlış anlaşıldım. Ben aslında Erdoğan’a cevap verdim. Erdoğan, ‘ABD’ye hamburger yemeye gidiyorlar’ demişti. Ben ona cevap verdim” falan diye bir açıklama yapmak zorunda kaldı.
Twitter dili ve edebiyatı, herkesi olduğu gibi siyasetçileri de etkilemiş durumda.
Mizah duygusu olsun olmasın hemen herkes Twitter’da bir şeyler karalarken mutlaka bir hınzırlık yapmak zorunda hissediyorlar kendilerini.
Mutlaka ironik bir takılma içinde olunacak. Mutlaka laf sokulacak. Mutlaka alaycı bir eda geliştirilecek. Mutlaka “adeta Cem Yılmaz” dedirtilecek. Mutlaka taş gediğine oturtulacak.
Bu hava, kendilerinden ağırbaşlılık beklenen koskoca siyasetçilerimizi bile etkisi altına almış durumda.
“Acaba yanlış anlaşılır mıyım” falan demiyorlar.
Anında girişiyorlar ironiye.
Neyse... Neyse...
Belki Erozan, yaşadığı bu iletişim kazasının ardından...