CHP'li Eren Erdem, Barış Yarkadaş ve Mahmut Tanal!
Size sorduğum soru şuydu:
“Eğer Fetullahçıların 15 Temmuz’da darbe yapacaklarını bilseydiniz yine de koşar mıydınız onların yayın organlarının kapısına?”
*
Hakaret yok. Aşağılama yok. Terbiyesizlik yok. Hatta itham bile yok.
Sadece ve sadece masum bir özeleştiri çağrısı var.
Peki siz ne yaptınız buna karşı?
Düzgün bir cevap vermek yerine benim niyetimi sorguladınız ve üste çıkmak için bana saldırdınız.
*
Dediğiniz şu:
“Ahmet Hakan iktidara selam yolluyor.”
Yuh! Gerçekten yuh!
*
- Erdoğan’ı eleştiriyoruz. Başlıyor hemen tetikçi ve tehditçi takımının en aşağılık saldırıları...
- Hükümeti eleştiriyoruz. Başlıyor hemen hedef göstermeler, linç etmeler, hakaretler falan...
- CHP’lilere bir şey diyoruz. Bu sefer de onlar başlıyor, “denge mi yapıyorsun” falan diye laf sokmalara...
Bu başlamaların tümünün tek bir amacı var:
Her kesime eşit mesafede durarak eleştiri yapmanın önünü tıkamak...
İstenilen şu:
Ya hep ak diyeceksin ya da hep kara...
*
Gelelim en başa...
Yani bu üç milletvekilini öfkelendiren soruya...
*
Önce kendimle ilgili bir durum tespiti yapayım:
Fetullahçı televizyon ve gazetelerin kapısına gitmedim ama kapatılmalarına da gönlüm razı olmadı. Gönlümün razı olmadığını belirten yazılar da yazdım.