“HADİ biraz protein alalım” diyerek azıcık ET yiyeceğiz...
“Şarbon da şarbon... Şarbon da şarbon...” diyerek iflahımızı
kesiyorlar.
Tam elimize bir dilim EKMEK almış, afiyetle yiyeceğiz...
Dünyanın bütün Canan Karatay’ları birleşip parmaklarını sallayarak “Çabuk bırak onu, çabuk bırak” diye üstümüze çullanıyorlar.
“Yahu bırakın da bari minik bir TAVUK kanat götürelim” diyoruz.
“Antibiyotiklidir o... Antibiyotiklidir o... Sakın yeme... Basıyorlar o tavuklara antibiyotiği” diye saatlerce kafa ütülüyorlar.
Marketten YOĞURT alıp sağlıklı beslenelim diyoruz.
Market yoğurduna edilmedik hakaret bırakmıyorlar.
BALIK mevsimi gelmiş, palamut falan diyoruz.
Tam bir buçuk saat gayet bilgiç bir şekilde “ağır deniz metalleri”nden söz ederek balığı burnumuzdan getiriyorlar.
Bari iki dilim MEYVE yiyeyim diyoruz.
“Hormonludur o hormonlu” diye meyveden soğutuyorlar.
Bunlar var ya bunlar...
En sonunda hepimize sabah akşam Nutella kaşıklatacaklar!