Allah söyletiyor... Dünkü yazımda, “Sen önce koltuğunu kurtarmaya bak” demiştim.
Kemal Kılıçdaroğlu, çünkü, seçim rehaveti biter bitmez, kendisini başarısız bulan partililerin ağır saldırısına uğrayacak ve liderliği sorgulanacaktı.
Nitekim öyle oldu.
Parti içinde çatlak sesler yükselmeye başladı.
Dün, ayrıca, Kılıçdaroğlu’nu (ve tabii liderliğini) dolaylı yollardan ilgilendiren ilginç bir görüşme gerçekleşti: Erdoğan-Baykal görüşmesi...
Talep cumhurbaşkanı Erdoğan’dan geldi.
Ne olursa olsun... Konu, bir yönüyle Kılıçdaroğlu’nu (ve elbette liderliğini) ilgilendiriyordu.
Hayır, bu zirvenin, “hususen” Kılıçdaroğlu’nu bir şeylere icbar etmek için yapıldığını söylemeye çalışmıyorum.
Nihayetinde ülkenin Cumhurbaşkanı... “Meclis’teki en yaşlı milletvekili” sıfatını taşıyan ve “devlet adamı” kimliğiyle de bilinen Deniz Baykal’la fikir teatisinde bulunmak istemiştir, önümüzdeki yasama dönemiyle ilgili “görüşlerini” aktarmıştır. Belki Baykal’ın Meclis başkanlığı gündeme gelmiştir. Yasalara göre, Cumhurbaşkanı’na vekâlet etme görevi, TBMM Başkanı’na aittir. Erdoğan’ın, istikbaldeki haleflerinden biriyle (en güçlü Cumhurbaşkanı vekili adayıyla) görüşmek istemesinden daha doğal ne olabilir?
Nitekim Baykal, görüşmenin bu çerçevede cereyan ettiğini açıkladı, mesele kapandı...
Hayır, mesele kapanmadı.