Uzman olmanıza gerek yok...
Bizi Suriye batağına sürükleyenler gibi Irak’ın dağını, taşını, deresini, ovasını, çeşmesini bilmenize de gerek yok...
Türkiye’nin Musul’dan uzak tutulması, hesaplanmış, planlanmış, sonuçları üzerinde düşünülmüş bir operasyondur...
Sofistike bir “iş”tir...
Bir ağabeyimiz, “Siz fütuhat rüyaları gördüğünüz ve Musul’u topraklarınıza katmaktan bahsettiğiniz için Türkiye cezalandırılıyor” diyordu.
Kendince “Kabahat Erdoğan’da” demeye çalışıyordu.
Erdoğan “Lozan” tartışmasını başlatmasaymış, sonuç böyle olmayacakmış, Musul operasyonunun “saygın ortaklarından” biri haline gelecekmişiz.
Kim fütuhat rüyaları görüyor, bilmiyorum.
Bu yönde bir irade beyanı olduğunu hatırlamıyorum.
Eski bir vilayetimiz olan Musul, Irak’ın toprak bütünlüğü içinde değer ifade eden bir bölgedir.
Bildiğim kadarıyla Türkiye “Irak’ın toprak bütünlüğünü” savunuyor. Tıpkı “Suriye’nin toprak bütünlüğünü” savunduğu gibi... Ne fütuhat rüyaları görüyor, ne de topraklarına toprak katmak istiyor.
Demek ki, Lozan’ın kötü bir anlaşma olduğunu söylediğinizde, aynı zamanda, “Ben Musul’u topraklarıma katmak istiyorum” demiş oluyorsunuz. Amerika da bu yüzden, yani, Musul’u bize yedirmemek için eski hasımlarıyla (İran’la filan) iş tutuyor.