Avrupa Birliği’nin bizim için önemi, sunduğu (bir başka ifadeyle) “dayattığı” demokratik standartlardı.
Türk halkının bu standartlara bir itirazı olmadı.
Fakat “medeniyetin bekleme odasında çile dolduran Türkiye” görüntüsünden de hiç hoşlanmadı. Çile dolduran ve sürekli oyalanan...
İngiltere’nin “birlik”ten ayrılma kararı, nicedir ekonomik krizle boğuşan ve “yabancı korkusu”yla içe kapanan Avrupa Birliği için “sonun başlangıcı” anlamına mı geliyor?
Avrupa Birliği’nin dağılması, aynı zamanda Batı medeniyetinin de batışı anlamına mı gelecektir?
Avrupa Birliği uzmanı olmadığım için, bu konuda doyurucu bilgi veremem.
Sadece, “geçmişten tanıklık”la, bu birliğin esasında ne olduğu ve nereye evrilmek istediği konusunda birtakım afakî bilgiler sunabilirim.
Müstear isimle yazmak zorunda bırakıldığım 2000’li yılların başında, söylemesi ayıptır, “Avrupa Birliği” tasarısına karşı çıkan Romain Gary’nin tanıklığına başvurarak, birliğin bir “emperyal girişim” olduğunu ama başarıya ulaşamayacağını “öngörmüştüm.” (!)
Romanin Gary...
Ünlü Fransız romancı...
Siz onu, “Emile Ajar” diye tanıyorsunuz