DEAŞ’ın, PYD’ye alan açmak için çakma işgal hareketlerine itildiğini, Kobani’de “mevzun” bir tiyatro sahnelediklerini ama Menbiç ve Tel Abyad’da açığa düştüklerini (yani kurgularıyla birlikte deşifre olduklarını) yazıyoruz, tepki PKK’lılardan değil, bir önceki Başbakan’a yakınlığıyla bilinen kişilerden geliyor.
Değil miydi?
Kobani direnişi dedikleri, PYD’ye zafer bahşetmek isteyen Batılıların bir kurgusu değil miydi?
Bu kurgu Menbiç’te ve Tel Abyad’da duvara toslamamış mıydı?
DEAŞ’ın boşalttığı alanlara “zahmetsizce” ve zafer şarkıları söyleyerek giren PYD, güya DEAŞ’tan kurtardığı bölgelerde etnik temizliğe girişmemiş miydi?
Bunlar olmadı mı?
Rojava devriminde 300 bin Kürt’ü sürdüler...
Hasan Cemalgibilerin anlata anlata bitiremedikleri “terör saldırıları”ndan söz ediyorum.
Salih Müslimkomutasındaki militanlar, Amerika’dan temin edilmiş ağır silahlarla (ve lojistik destekle) bölgede terör estirdiler.
Kendileri gibi düşünmeyen insanları yerlerinden yurtlarından ettiler.
Direniş gösterenlerin kafalarına sıktılar...
Okullarını yaktılar...
Kur’an kurslarına baskınlar düzenlediler...
Kanaat önderlerini “sessizce” yok ettiler...
Çünkü bir “terör kuşağı” oluşturmaları emredilmişti.
Bunu gereğini yaptılar ve adına da utanmadan “Rojava devrimi” dediler.
Evet, Tel Abyad’da açığa düştüler.