Bir davası, derdi ve “düsturu” olanların partisidir.
Bunu söylediğinizde, kendinizi o partiyle, o partinin derdiyle kayıtlamış ve ahlaki üstünlüğü ele geçirmiş oluyorsunuz.
Bir Sayın eski Başbakan, “AK Parti’nin bir kişinin, bir zümrenin, bir ‘akraba topluluğu’nun partisi olmadığını” söylemiş...
Bence çok iyi etmiş.
Buraya bakarak, “Ne güzel, Sayın eski Başbakanımız kendisini AK Parti’nin derdiyle kayıtlıyor. Bir Sayın eski Cumhurbaşkanının yaptığı gibi dışarıdan eleştiri yöneltmiyor, içeriden konuşuyor” diyorsunuz.
Zaten Sayın eski Başbakan da bunu demenizi istiyor.
Bunu diyebilmeniz için “içeriden” konuşuyor.
İyi de, AK Parti, canınız istediğinde kendinizi “içeri”ye atacağınız, canınız istediğinde “dışarı”ya çıkacağınız bir parti midir?