Eskiden eleştirileri daha makuldü. Ağır sözler etse de, mahcup bir eda vardı üzerinde.
En ağır eleştirisi şuydu: “Bugünkü aklım olsaydı, Başbakanlığı bırakmazdım.”
Eh, olabilir.
En prestijli makamı (Başbakanlığı) bile, hiç sorun yapmadan (!) elinin tersiyle iten birinden beklenir bir isyan hali. Olabilir...
Fakat ne olduysa, “o günkü aklı” terk ettikten sonra oldu.
Sayın Davutoğlu’nun içinden yırtıcı bir adam çıktı.