Ona ne şüphe! Kemal Kılıçdaroğlu, elindeki dosyaları açıklamadığı ve sahip olduğu o “son derece hayati bilgileri” kendine sakladığı sürece töhmetten kurtulamayacak, yani “FETÖ talimatıyla hareket eden genel başkan” damgasını silemeyecek.
Kaldı ki, hakkındaki spekülasyonları tamir etme çabası da artık bir işe yaramaz.
O makama nasıl geldiğini biliyoruz.
Bir yerlerden bir kaset çıkıyor, hiçbir zaman “aranan kan” olarak değerlendirilmemiş Kemal Kılıçdaroğlu’nu genel başkanlık koltuğunda görüyoruz.
İlginç, değil mi?
Daha da ilginci şu:
Koltuğu devralır devralmaz, elindeki ünlü mavi dosyaları unuttu. O dosyalar yokmuş, o yolsuzluk iddialarını seslendirmemiş gibi davrandı.
Melih Gökçek’le ilgili iddialarını kanıtlamasını bekliyoruz.
Kaç yıl geçti, ses seda yok.
Demek ki o mavi dosyalar, Kemal Bey’e “müddei” kimliğini kazandırmak ve genel başkanlık yarışında onu bir adım ileri çıkarmak içinmiş. “Tedarikçi el” de, yakın zamana kadar bütün istihbarat kanallarında söz sahibi olan FETÖ’ymüş...
Süreç içinde başka ilginç şeyler de oldu:
Kendine özgü planı, programı, ideoloji olan CHP gitti, sadece sufleyle ve servis edilen bilgilerle çalışan tuhaf bir CHP geldi.
Kemal Bey’in beyanatlarına ve iddialarına bakın.
Hep spekülasyon...
Hep iddia...