Eskiden, Genelkurmay Başkanları, “Demokrasilerde askerin yeri kışlasıdır; asker asla siyasete bulaşmamalı” diyenlere muhtıra verirdi; “Hayır, asker hem siyasete karışır, hem parlamentoya racon keser, hem de insanlara yaşama biçimi dayatır” demeye getiren açıklamalar yapardı. Bazıları için “mutlu günler”di onlar. Hasan ağabeyimiz telefonun başında, üst düzey generalden gelecek talimatı beklerdi. Her daim kaygılı üst düzey general de, “demokrasi” adına Hasan Cemal’i bilgilendirir, açıklamalarının gazetelerde neşrini sağlardı: “İran’da ordu siyasete karışmadı, bak neler oldu. TSK Şah’ın ordusu değil...” Ertesi gün “demokrat gazeteci” Hasan Cemal, ellerini ovuşturarak bir o kadar kaygılı yazısını patlatırdı: “TSK Şah’ın ordusu değil...” Şimdi, Genelkurmay Başkanları, “darbe olsun” diyenlere muhtıra veriyor. Devir değişti... Bu “muhtıra”, kuşkusuz, bazılarının moralini bozdu. Bozsun... Ne diyordu, yıllarca bize “anti-militaristmiş gibi” yapan Murat Belge? “Hiç temenni etmem ama Erdoğan otoriterleşmesini sürdürürse, 27 Mayıs benzeri bir darbe gündeme gelebilir.” Hasan Cemal, “bodoslamadan” gidiyordu... Sözünü sakınmıyordu. Sürekli, “Sonun Menderes gibi olur Ey Tayyip Erdoğan” diye yazılar yazıyordu...