Meslek büyüğümüz Oktay Ekşi, Silivri Cezaevi önündeki “Can Dündar nöbeti”ni tamamladıktan sonra, RS FM’deki canlı yayına bağlandı ve açtı ağzını yumdu gözünü: “Rezil, iğrenç, ahlaksız...”
Bu arada belirtelim:
RS FM, Türkiye’de yayın yapan ve Rusya’nın doğrularını seslendiren bir radyo kanalı...
Şunu demeye çalışıyorum: Türkiye’de basın özgürlüğünden şekvacı Oktay Ekşi, Türkiye’de apaçık Rus politikalarını savunan bir radyo kanalı bulunduğunu ve rahatça yayın yapabildiğini, kendisinin de bu kanala bağlanıp “terbiyesizce” laflar edebildiğini, böyle bir özgürlüğe sahip olduğunu göz ardı etmesin.
Bir de tersinden bakalım: Biz, açıkça Türkiyecilik yapan bir Rus radyosuna bağlanıp Putin hakkında ileri geri konuşsak; “rezil, iğrenç, ahlaksız” gibi lafları peş peşe sıralasak... Ne olur?
Böyle bir şey olabilir mi?
O radyo yayınına devam edebilir mi?
O radyonun Yavuz Oğhan muadili anchormanları hayatta kalabilir mi?
Konumuza dönelim:
Oktay Bey, basına yönelik baskılardan şikâyetçi...
Eskiden böyle olmadığını söylüyor... Eskiden de, siyasi iktidarla basın arasında problemler varmış; Menderes döneminde örneğin, basın mensupları dava tehdidiyle susturuluyormuş ama hiçbir dönemde, bugünkü ölçülerde bir “ahlaksızlık” görülmemiş.