Kardeş Kılıçdaroğlu AK Parti’ye geçme kararı almış. Hayırlı uğurlu olsun. CHP’de kalsaydı da, “hesap bozan adam” niteliğinden bir şey kaybetmeyecekti.
Hesap bozuyor, evet.
Eski partisinin ve abisi Kemal Kılıçdaroğlu’nun FETÖ tarafından rehin alındığını söylüyor.
Gerekçelerini sıralıyor.
İsimler veriyor.
Olaylar hatırlatıyor.
Öyle gerekçeler, öyle isimler, öyle olaylar ki, bir Batı ülkesinde olsa, peşine mutlaka “gate”sözcüğü eklenir, yer yerinden oynardı.
Bizde (iktidara yakın medya grupları hariç) yaprak bile kıpırdamıyor.
Bakmıyorlar Celal Kılıçdaroğlu’nun söylediklerine...
Duymamış gibi yapıyorlar.
Hadi bakmıyorlar, duymamış gibi yapıyorlar, Kemal Kılıçdaroğlu’na (ve cici FETÖ’süne)yakın koruma uyguluyorlar, tarafsız (!) gazeteciliğin gereğini yerine getiriyorlar, anladık da, bir de duymamış gibi yaptıkları itiraflardan yola çıkarak Celal Kılıçdaroğlu’na hakaretler yağdırıyorlar.
Gücü ancak işçilere küfretmeye yeten Hürriyet gazetesinin sonradan olma Kemalist yazarı, dün köşesinden, “Rezillik, müptezellik, kepazelik” diye saydırıyordu.
Celal Kılıçdaroğlu’na mahkemeye gitmesini öneriyorum.
Gitsin ve “rezil, müptezel, kepaze, mide bulantısı yaratıyor” sözlerinin hesabını sorsun.
Olabiliyorsa, biraz parasını alsın bu terbiyesiz adamın.
Celal Kılıçdaroğlu, sonradan olma Kemalist’in “müptezellik” diye tanımladığı itiraflarında şöyle diyordu: “Abim laf kalabalığını bıraksın, dibindekilere baksın. Danışmanı FETÖ’den alınıyor. Bu danışmanı önerenin Özel Kalem Müdürü Tuncay Ceylan olduğu basında çıktı... FETÖ’cü Belediyeler İmamı Erkan Karaarslan’ı CHP’li belediyelere pazarlayan da Özel Kalem Müdürü Tuncay Ceylan’dır.(...) Darbe gecesi ben ailemle sokakta vatanım için mücadele ederken, seni aradığımda ‘korkmana gerek yok, bilgim var’ dedin. Bildiğin neydi?”
Görüyorsunuz, değil mi?