Çemkirmenin “gazetecilik” sayıldığı tuhaf günler yaşıyoruz.
Elinizde kalem, önünüzde klavye varsa ve vicdanen sakıtsanız, sizden her şey beklenir artık.
Her şeyi eğip bükebilirsiniz.
Her cürümü işleyebilirsiniz.
Her melaneti sergileyebilirsiniz.
Ruhsat sorulmaz...
Kadrosuzluktan “liberalmiş gibi” yapan, hoca efendisinin tahsis ettiği operasyon gazetesinde sofistike “kumpas” haberlerine imza atmış ve çok canlar yakmış utanmaz bir adam...
Başbakan Ahmet Davutoğlu’ndan öldürülen teröristlerin hesabını soruyor.
Daha doğrusu, çemkiriyor.
Üslup son derece çirkin ve saygısızca...
Başbakan’a senli benli cümlelerle sesleniyor... Babasının oğluna seslenir gibi... “Söyle Başbakan Bey... Hesap ver Başbakan Bey... Konuş Başbakan Bey... Açıkla Başbakan Bey... Sen gazetecilikten ne anlarsın Başbakan Bey... Vicdanın sızlasın Başbakan Bey!” gibi rezil ve pespaye hitap cümleleri...
Muhtemeldir ki, “tarihsel bir imtiyaz”dan geldiğini düşünüyor... Ve yine muhtemeldir ki, “Paşa torunu” olmanın getirdiği bir imtiyaz bu... Bu hakkını kullanıyor!
Sorduğu soru şu: “Bu çocukları niye öldürdün Başbakan Bey?”
Silahları ve eylem planlarıyla Van’da bir villada kıstırılıp etkisiz hale getirilen “masum” teröristlerin (!) akıbetini soruyor. Etkisiz hale getirilmiş olmalarını “asayiş meselesi” olarak değil, “cinayet” olarak değerlendiriyor.