Başa döndük... Kurultaylar, bitmek bilmez kulisler, “Bu iş Kemal Kılıçdaroğlu’yla da olmuyor” sızlanmaları, CHP’yi kurtarmayı misyon edinmiş Doğan Medya Grubu memurlarının nafile akıl verme girişimleri, her türlü bel altı saldırının meşru sayıldığı amansız genel başkanlık yarışları, “Bir de Sarıgül’e baksaydık... Baykal da olur!” yollu son dakika çırpınışları, karşılıklı suçlamalar, kopmalar, barışmalar...
“Hoş geldin CHP” diyoruz.
Bu işin Kılıçdaroğlu’yla da olmadığını, olmayacağını söylediğimizde, Doğan Medya Grubu’nun tetikçiliğine soyunmuş terbiye özürlü zat, “Kılıçdaroğlu’nu izledim. Erdoğan karşısında avını gözleyen bir boksör gibiydi. Vurduğu yerden ses getiriyordu!” türünden rezil yalak yazılar yazıyordu.
Kılıçdaroğlu ne zaman vurmuştu?
Vurduğu yerden hangi sesi getirmişti?
Muamma...
“Algı operasyonu” diye bir laf var hani... Kuş kadar beyniyle algı oluşturmaya çalışıyordu arkadaş, Kılıçdaroğlu’nu cilalayıp satmaya kalkıyordu...
Bu yalak tavrı, vaktiyle Baykal için de sergilemişti. “Baykal’ı dinledim. Konuşması hakikaten şahaneydi, hakikaten mükemmeldi, hakikaten ikna ediciydi” diye yazmıştı.