Bu refleksi tanıyoruz... Hani “Devrimciler burada, makarnacılar kömürcüler nerede?” diye slogan atıyorlardı ve başlattıkları zengin kalkışmasını “devrim” diye yutturmaya çalışıyorlardı.
Gezi’den söz ediyorum...
Holding destekle eylemlerini “otoritarizme karşı mücadele” diye kılıfladılar ama dağdaki çobana yutturamadılar.
Son “ince ayarlama”yı dağdaki çoban yaptı. Gezi’yle murat edilenlerin altını boşalttı.
15 Temmuz ise işin cilasıydı...
15 Temmuz darbesini bastıran “kara kalabalıklar” TOMA’nın püskürttüğü tazyikli suyun karşısında kahramanlık gösterisi yapan çapulcuyu “karikatür” durumuna düşürdü.
Bir yandan çıplak elleriyle tankları durduran “sessiz ve mağrur” bir çoğunluk, diğer yandan tazyikli suyun karşısında şebekçe el kol hareketleri yapan, bunu da “devrimcilik” sayan “aydınlanmış” bir kitle...
Dün, Fethullah beslemesi bazı Amerikalı politikacılarının olası felaket senaryolarını okudum.
Hiç de şaşırmadım.
Irkçı bir faşist olan Donald Trump’ın, söz verdiği politikaları uygulaması durumunda dünyanın başına açılacak gailelerden söz ediyorlardı.