Türkiye’nin ekonomik olarak dibe vurduğu dönemde Hazine Müsteşarlığı’na getirildi.
Uluslararası finans çevrelerinin bildiği ve birlikte çalışmaktan hoşlandığı/hoşlanacağı bir isim...
Kestirmeden söyleyelim:
Dünya Bankası’ndan Türk ekonomisinin başına paraşütle indirilen Kemal Derviş’in bir numaralı adamıdır...
Bu nitelikleri “değerlendirildiği” için, Kemal Derviş tarafından Hazine Müsteşarlığı’na atandı.
Sebep?
Çok açık:
Borç vererek Türk ekonomisinin yönetimini ele geçiren IMF’yi hoşnut etmek... Çünkü Kemal Derviş’in direktörlüğünü yaptığı IMF programının başarılı olması için uygun aktörlere ve “dikensiz gül bahçesi”ne ihtiyaç vardı.
Faik Öztrak bu nedenle Hazine Müsteşarlığı’na getirildi.
Siyaset kurumu ikna edilebilseydi, ekonominin başına getirilecekti ve IMF bu duruma çok sevinecekti.
Kemal Derviş ve yamağı konumundaki Faik Öztrak’ın kurtuluş reçetesi şuydu: Yüksek vergi, yüksek enflasyon, yüksek faiz, yüksek kur ve sıfır yatırım...
Kısacası, ulusal ekonomiyi tasfiye etmek ve ülkeyi yüksek faizle semiren uluslararası finans çevrelerinin kulu kölesi yapmak...
Bu plan işlemedi.
İlk seçimde aparatları ve aktörleriyle birlikte tasfiye edildiler.
IMF’nin mutemet memuru konumundaki Kemal Derviş arkasından bir “enkaz” bırakarak gitti.
IMF adına Hazine’ye vaziyet eden Faik Öztrak’a ne oldu dersiniz?
Ne olacak? Siyasete girdi, yükseldi ve CHP’nin yeni “parti sözcüsü” oldu.
İşte bu adam, kalkmış, McKinsey üzerinden “bağımlılık” eleştirileri yapıyor...
Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın “McKinsey’den danışmanlık hizmeti alacağız”açıklaması, yeni bir Kozmik Oda vakasına işaret ediyormuş. McKinsey Hazine’nin en mahrem noktalarına kadar girip bilgi alabilecekmiş. Bu durum, ekonomimizi dışa daha da bağımlı hale getirecekmiş. McKinsey IMF’den betermiş...
Bunları Faik Öztrak söylüyor ve yüzü hiç kızarmıyor.
En azından IMF’nin “beter” olduğunda anlaşıyoruz.
Faik Öztrak McKinsey’i “daha beter” olarak yorumladığına göre, buradan IMF’yle ilgili olumsuz bir çıkarım yapabiliriz ve bu kuruluşun niyetini sorgulayabiliriz..
O zaman Faik Bey’den şu soruların cevabını rica edelim:
Ekonominin dışa bağımlı olmasından bu kadar şekvacıydınız da, neden elinize tutuşturulan “emirnamelere” (ekonomimizi dışa bağımlı hale getiren emirnamelerdi bunlar) harfiyen uydunuz?
Neden “daha az beter” olarak gördüğünüz kurumların tavsiyelerini dikkate alıp halka “acı reçete” içirdiniz?
Hadi Hazine’yi IMF’nin direktifleri doğrultusunda çekip çevirmeye utanmadınız...
Peki, yine IMF’nin direktifleri doğrultusunda, TBMM’ye yasa dayatırken, yani tarımsal üretimimizi “kota”ya bağlarken de mi utanmadınız?
Faik Öztrak’ın bu sorulara verebileceği bir cevap yok.
Maksadı, kafa karıştırmak...
Kendisi de çok iyi bilir ki, McKinsey bir danışmanlık firmasıdır.
Başka da bir şey değildir.
McKinsey’in seçilmesinin nedeni de, yine Faik Öztrak gibilerdir.
Çünkü Berat Albayrak’ın bakanlığa atandığı duyulur duyulmaz, bir dizi “spekülasyon”devreye sokuldu: Kambiyo rejiminin değişeceği, serbest piyasa ekonomisine son verileceği, Merkez Bankası’nın bağımlı hale getirileceği, yabancı şirketlere ve bankalara el konulacağı...
Dövizdeki dalgalanmayı azdıran spekülasyonlardı bunlar...
McKinsey, bu spekülasyonların gerçeği yansıtmadığını; yani Merkez Bankası statüsünün korunacağını, kambiyo rejiminin değişmeyeceğini, serbest piyasa ekonomisinden vazgeçilmeyeceğini anlatacak.
Bir tür tanıtım/reklâm faaliyetinde bulunacak.
Bir diğer ifadeyle, Türk ekonomisini Faik Öztrak gibilerin şerrinden korumaya çalışacak!