Dediklerine göre, ilk gençlik yıllarında kaset çıkarmak, ses sanatçısı olmak istermiş. Unkapanı’nı tavaf edip dururmuş.
Bağlamayla olmuyorsa, mısralarla olabilirdi. Hem, “mahpusluk” gibi, şiiri besleyen bir sanatı icra ediyordu. Neden olmasın?
Önce resim yapmıştı, biliyorsunuz.
Kabul görmedi.