Murat Belge’ye “değerlendirmesi” (hatta üzerinde düşünmesi) ricasıyla özel yazı:
Benim de harbi ve hasbî görüşüm şuydu: Bunlar (“bunlar”dan kastım Profesör Murat Belge ve çevresidir), muhtemel bir seçim başarısından sonra AK Parti’ye yönelik muhalefetlerini daha da ötelere taşıyacak, sürekli “27 Mayıs anıştırması” yapacaklardır.
Nitekim Profesör Murat Belge, “Erdoğan otoriterleşmesini sürdürüyor, 27 Mayıs tipi bir darbe şart oldu” biçiminde anlaşılabilecek ucu açık yazılar yazdı.
Demek ki Murat Belge de bilinçaltını dışa vurma ihtiyacı hissettiğinde “gaf” olarak yorumlanabilecek sözler söyleyebiliyormuş... Belki de kendisini şöyle savunacaktır: “Böyle Erdoğan’a, böyle muhalefet... Bizi bu (normal karşılanmayacak) tavra iten, Erdoğan’ın otoriterleşme eğilimleridir.”
Eh, “Hitler” gafı da yetiştiğine göre, kim tutar Murat Belge’yi.
Fakat karşılaştırma edebiyat uzmanımız, bunun bir “gaf” olarak bile görülmesini istemiyor. Bir zihniyetin dışavurumu... Böyle görülmesinden/algılanmasından yana... 1 Kasım seçiminin hemen arkasından “1933 Almanyası’nda gözlerimi açmış gibi hissediyorum” diye yazdığı için de, Erdoğan’ın gafını, bu hissiyatının teyidi olarak görüyor.
Murat Belge’nin neyi nasıl gördüğüne karışacak değilim.
Nasıl görmek istiyorsa, öyle görecektir.