Kemal Kılıçdaroğlu, skandal Almanya ziyaretinde sadece PKK’lılarla değil, FETÖ temsilcisiyle de görüşmüş.
Hadi PKK’lıları anlıyoruz...
Onlarla hep görüşüyor.
PKK’yı ve uzantısındaki yapıları, mesela YPG’yi “terör örgütü” saymıyor, saymaya dili varmıyor... (YPG’liler düşman işgaline karşı “vatan savunması” yapıyormuş... Suriye’nin üçte birini işgal eden ABD’ye karşı da mı vatan savunması yapıyorlar, orasını söktüremedik.)
Hendekteki arkadaşları sonuçta...
Görüşür...
Hatta onlarla “ittifak” bile yapar.
Nitekim yapacak...
Nasıl ki oy kaybetmek pahasına PKK’nın siyasi şubesi olan HDP’yi Meclis’e taşıdı, bu ittifakı “derinleştirerek” yerel seçimde de tekrarlayacak.
Fakat FETÖ’yü anlayamadık...
Kılıçdaroğlu neden FETÖ temsilcisiyle bir araya gelir? Dahası, ne konuşur, ne paylaşır?
Dün, PKK’lılarla görüşmeye ilişkin CHP’den yazılı bir açıklama geldi. Sözü edilen kişi (soykırım yasa tasarısına evet oyu veren ve Türkiye’yle müzakereleri durdurması için sürekli AB’ye çağrıda bulunan Sevim Dağdelen’den söz ediyorlar) Alman parlamentosunun saygın bir milletvekiliymiş... Bu görüşmede art niyet aramak talihsizlikmiş, estek köstek...
Hadi öyle olsun...
FETÖ temsilcisi hangi parlamentonun ve yasal kuruluşun saygın üyesi ki, Kılıçdaroğlu tarafından görüşmeye alınıyor?
Kılıçdaroğlu’nun Almanya ziyareti öncesinde, gazeteci arkadaşlarla oturmuş, şöyle bir “temennide” bulunmuştuk: Kemal Bey Almanya’ya gider, sosyal demokrat parti yetkilileriyle bir araya gelir, iki ülke arasındaki ilişkileri konuşur, ilişkilerin daha da geliştirilmesi için (varsa) önerilerini sıralar, karşı tarafın önerilerini alır, bu arada bazı sitemlerini dile getirir. Mesela şöyle der, “Duyduk ki, 15 Temmuz’da darbeye kalkışıp başkentimizi ve meclisimizi bombalayan, 251 insanımızı katleden Fetullahçı terör örgütünün bazı üyeleri hükümetiniz tarafından himaye ediliyormuş, hatta bazılarına sığınma hakkı verilmiş. Suçluların iadesi anlaşması gereği bu kişilerin ülkemize iade edilmesi gerekiyor...”