Davutoğlu döneminin sona ermesi, Kemal Kılıçdaroğlu’na dert oldu... Niye böyle olmuş? Başbakan niçin maraza çıkarmıyormuş? Niçin Cumhurbaşkanı’na isyan edip, partide bir “bölünme çizgisi” oluşturmuyormuş? İşin daha da ilginç tarafı şu: Kemal Bey, maraza çıkarmadığı için içerlediği ve hatta sert sözlerle eleştirdiği Davutoğlu’na “tüm haklarını” helal ediyormuş. İnsan merak ediyor: Kılıçdaroğlu’nun, Davutoğlu üzerinde ne hakkı var acaba? Kemal Bey, bugüne kadar Davutoğlu’nun hangi işini kolaylaştırmış? Hangi jestine, “jestle” karşılık vermiş? Davutoğlu’ndan gelen iyi niyetli çözüm önerilerinin kaçına insanca karşılık vermiş ve işlerin kolaylaştırılması için hangi iyi niyetli yaklaşımı sergilemiş? Hatırlayabildiğimiz en makul ve yapıcı tavrı şuydu: Dokunulmazlıklar konusunda Davutoğlu’nun “O zaman bütün dosyaları gündeme getirelim” önerisine gaza gelip önce “evet” dedi, sonra da “Bu iş anayasaya aykırı. Elinizde 276 evet oyu çıkaracak sayısal güç varken, niçin anayasa değişikliğine gidiyorsunuz?” diyerek yan çizdi.