İsmail Küçükkaya’nın “Çalar Saat” programının Rize bölümünü izlediğimde, “Biz yandaşsak, bu İsmail ne oluyor?” diye tepki göstermiş, sonra da İsmail’in elindeki mikrofonu “derhal bırakması” gerektiğini söylemiştim.
Bakmayın “İsmail” deyip durduğuma, kendisini tanımam.
Bir gazetede genel yayın yönetmenliği yapıyordu. Neden ayrıldığını yahut ayırtıldığını bilmiyorum. Bir arkadaşım, “Felsefeye meraklıdır, esasında iyi bir insandır” demişti. Hakkındaki bilgim bu kadar...
İşbu İsmail, elinde mikrofon, (herhalde) il il dolaşıyor, vatandaşın hissiyatını soruyor.
Rize’ye de gitmiş...
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “benim hemşerilerim” dediği Rizelilere mikrofon uzatmış.
İzlediğim bölümde gördüklerim şunlardı:
İsmail Küçükkaya (öncesinde nasıl bir diyalog yaşandıysa artık) “Bu AK Parti hiç mi iyi bir şey yapmadı kardeşim?” diyen Rizeli vatandaşın açıklamalarına kaynak yapıyor, söylenenleri itibarsızlaştırmaya çalışıyor. Daha doğrusu, program bir AK Parti övgüsüne dönüşmesin diye “didiniyor...”
Hayır, didinmesini “rahatsız edici” bulmadım.
Programını kurtarmaya çalışıyordur. İyi de ediyordur.
Fakat didinmesi, bir süre sonra, lüzumsuz çıkıntılığa ve CHP propagandasına dönüşüyor.